KASPAROV-ŞEBNEM İŞİGÜZEL KARŞILAŞMASI

YAZAR İLE KAHRAMANINI BULUŞTURDUK

*Bu gösteri maçı, Kaçak Yayın dergisinin 2004 Kasım sayısında Yayınlanmıştır.

 Şebnem İşigüzel’in yeni romanı Çöplük daha piyasaya çıkmadan çok sert  ve ilginç bir romanın gelmekte olduğu kulaktan kulağa yayılmıştı. Kitabı yayınlanmadan okuyan şanslı azınlığın hayret ve beğenilerine romanı okuduktan sonra biz de katıldık. Çöplük’ün kahramanlarından birisi olan   Kasparov romanın yayınlandığı günlerde Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’na  katılmak üzere Türkiye’deydi. Kendisini romanına konu edinen Şebnem İşigüzel ve Kaçak Yayın’la  görüşmeyi kabul eden Kasparov, lisanslı oyuncu olmamasına çok şaşırdığı Şebnem İşigüzel ile  satranç da oynadı.

Kaçak Yayın: Üstün gelmeniz kaçınılmazdı ama Şebnem İşigüzel’de iyi dayanmadı mı?

Kasparov: Gerçekten lisanslı oyuncu değil misiniz?

Şebnem İşigüzel: Değilim. Romanında adınızı saygıyla anan bir yazar olarak bana jest olsun diye  dayanmama fırsat verecek hamleler yaptınız.

Kasparov: Yoo, yoo, bildiğim gibi oynadım.  Kimseye yenilmek istemem. Satrançta da kimseye jest  yapmam. Bir an sizin çok profosyonel bir oyuncu olduğunuzu düşündüm. Skandal yaratmak için bir kamera ve gazeteciyle gelmiş olabilirsiniz diye düşündüm.

Şebnem İşigüzel:Sizin de hayal gücünüz epey genişmiş.

 Kasparov: Bu hayal gücünden çok  paranoya. Evet, romanınız Türkçe, (kitabı karıştırıyor) bazı yerlerde adımı gördüm. Beni nasıl anlatıyorsunuz ?

Şebnem İşigüzel:İyi anlatıyorum.

Kasparov: O zaman sorun yok demektir.Yazarlığınız nasıl bilmiyorum ama satranç için lisanslı oyuncu olun. Gerçekten.  Seneye resmi olarak karşıma çıkarsınız.

Şebnem İşigüzel: (Gülüyor) Tesadüfen dayandım, iyi bir kaç hamle yapabildim.

Kasparov: Tesadüfen yapılan hamlelerin birden fazla şansı yoktur.Satrancı yazabilmek için mi bıraktınız ?

Şebnem İşigüzel: Ne güzel, Kasparov önce kendisini mat edeceğimden korktu, şimdi de benimle röpörtaj yapıyor... Satranç ve yazı benzer disiplinler aslında. İkisi içinde  hayatınızı adamak, çok çalışmak gerekiyor.

Kasparov:Doğru.

Kaçak Yayın: Siz de satranç üzerine kitaplar yazdınız değil mi?

Kasparov:Evet ama edebi şeyler  daha ayrı olmalı. Benim için satrancı anlatmak ve yazmak çocuk oyuncağıydı. İşimin bir parçasıydı.

Kaçak Yayın:Çöplük’ü merak ediyor musunuz?

Kasparov: Evet, keşke okuma şansım olsaydı.

Kaçak Yayın: Çöplük’ün sonunda sizinle yapılmış  bir görüşme var.

Kasparov: Yazar, (adını telaffuz edemiyor sonra ısrarla doğru söylemeye çalışıyor,) Şebnem İşigüzel söz etti. Benden satranç dışında da övgüyle söz edilmesi gururumu okşuyor.

Kaçak Yayın: Çöplük’de hayat hikayesini dinlediğimiz Leyla, babasının diplomat olması dolayısıyla  Moskova’da sizinle aynı dönemde Botwinnik’in satranç antrenmanlarına  katılmış. Türkiye’ye dönüşü ise 1980’e denk geldiğinden babasının ailesi ve buradaki düzen tarafından komünist suçlamasıyla dışlanıyor. Leyla’nın romanda başına gelenler yakın zamanda Bobby Fischer’ın  Amerika tarafından cezalandırılması ve şu anda Japonya’da bir göçmen kampında tutuluyor olmasıyla benzer şeyler. Fischer için birşeyler yapacak mısınız? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Kasparov: Bunun siyasi bir sohbet olmasını istemem. Ben bir satranç oyuncusuyum ve işim üzerine konuşmak isterim. Kabul edersiniz ki Fischer büyük bir oyuncudur. Büyükusta ünvanını aldığında 15 yaşındaydı. Bugün başına gelenler talihsizlik.

Kaçak Yayın: Fischer, 1992’de Yugoslavya’da eski rakibi Spasski ile karşılaşarak Beyaz Sarayı karşısına almıştı. Yugoslavya’dan dönemeyip Japonya’ya yerleşti. Orada 11 Eylül terör saldırılarını destekler tutumu nedeniyle bir kere daha Amerika’nın gazabına uğradı. Çöplük’de de konu edinilen, sizin Karpov’la aylar süren o efsanevi karşılaşmanızı da göz önüne alarak  şunu sorabilir miyiz: Satranç sadece tahta üzerinde oynanmıyor mu, büyük oyuncuların üzerinde aynı zamanda büyük güçlerin parmağı mı var?

Kasparov: Karpov ile yaptığım o müsabakada olanları dünya biliyor.Artık böyle şeyler olmuyor. Hamleleri oyuncular yapıyor. Satrançta kişiliğiniz, psikolojiniz, sağlığınız tekniğiniz kadar önemlidir.

Şebnem İşigüzel:Politik yanınız...

Kasparov:Bir zamanlar o da önemliydi.

Şebnem İşigüzel: Siz Kremlin karşıtı olduğunuz için Karpov maçı uzadıkça uzadı.

Kasparov:Ama çoktan bitti. Galibini de tarih yazdı.

Şebnem İşigüzel: Tarih sizin Amerikan vatandaşı olmanızı da yazdı ama...

Kasparov: Bunların tartışmasını yapmamak lazım. Ben satranç için yaşıyorum, profosyonel satranç oyuncusuyum. En büyük mesele bu.

Kaçak Yayın:Bilgisayara karşı oynarken ne hissediyorsunuz? Şebnem İşigüzel romanında, sizin onlara karşı insanca hatalar yaparak yenildiğini yazıyor.

Kasparov: Galip geldiğim ve beraberlik ilan ettiğimiz de oldu.

Kaçak Yayın: Bilgisayarın düşünebildiğini hissedip rahatsızlık duyduğunuzu da söylemiş miydiniz?

Kasparov:Makinaya karşı oynamak daha farklı bir psikoloji gerektiriyor. Üç boyutlu oynamak daha da başka.

Şebnem İşigüzel: Antrenmanlarınızı bilgisayarla yapsanız bile konsantrasyon çok önemli olmalı.

Kasparov: Evet. Yazmak için de öyle olmalı. Romanınızı çok merak ettim. Sadece satranç üzerine mi?

Şebnem İşigüzel: Hayır, hayır. Aksine  satranç üzerine değil. Kahramanlarımdan birisinin, sizin arkadaşınız olan Leyla’nın geçmişini aktarırken söz ediyorum o kadar. Çöplük, soğukkanlı bir iktidar eleştirisi. Temel meselesiyse kendi derinimizden başka hiçbir yerde cennet olmadığı gerçeği, mutlu olma isteği, sevmek ve sevilmek arzusu, hayatlarımızı değerli kılan ya da çöpe gönderen nedenler.

Kasparov: İlgi çekici bir romana benziyor. Kapağı da çok güzel.

Şebnem İşigüzel: Bence de. Benimle görüşmeyi kabul ettiğiniz için size teşekkür ederim. Sizi mat edebilseydim herkes bu görüşmenin yazdığım romandaki gibi olduğunu, oyunun devam ettiğini düşünürdü.

Kasparov: Bu hayal uğruna benden yenilmemi istememenize sevindim !(Gülüyor)

Kaçak Yayın: Ama biz sizi hile ile kaybettirebiliriz !

Kasparov:Benim karşılıklı satranç oynadığım bilgisayarlarda hile yapma şansı yok.  Ama sizin bilgisayarlarınızda bu olabilir. (Gülüyor) Teslim oldum. (Ellerini kaldırıyor) Yazarın ve bilgisayar tekniklerinizin insafına kaldım.

 * Bu buluşmanın gerçekleşmesini sağlayan Silva Çıkrıkçı’ya teşekkür ederiz.